Çinko Eksikliği

Çinko, vücutta demirden sonra en bol bulunan ikinci eser element olup, 300’den fazla enzimin katalitik aktivitesi ve yapısal bütünlüğü için esansiyel bir kofaktördür. Bu enzimler arasında karbonik anhidraz, alkalen fosfataz, DNA ve RNA polimerazlar ile matriks metalloproteinazlar gibi metabolizmanın temelini oluşturan yapılar bulunur. Dolayısıyla çinko, hücre bölünmesi, protein sentezi, immün sistem regülasyonu, oksidatif stresle mücadele, yara iyileşmesi ve glukoz metabolizması gibi sayısız fizyolojik süreçte merkezi bir rol üstlenir.

Etiyoloji ve Risk Popülasyonları

Çinko eksikliği, genellikle alım, emilim, kayıp ve ihtiyaç arasındaki dengenin bozulduğu durumlarda ortaya çıkar. Klinik pratikte karşılaşılan başlıca risk faktörleri şunlardır:

  • Azalmış Alım:
    • Malnütrisyon: Yetersiz ve dengesiz beslenme.
    • Kısıtlayıcı Diyetler: Özellikle hayvansal ürünlerden fakir vegan veya vejetaryen diyetler (fitatlar gibi bitkisel bileşenler çinko emilimini inhibe edebilir).
    • Total Parenteral Nütrisyon: Yeterli eser element takviyesi içermeyen TPN solüsyonları ile uzun süreli beslenme.
  • Azalmış Emilim:
    • Malabsorpsiyon Sendromları: Crohn hastalığı, ülseratif kolit, çölyak hastalığı ve kısa bağırsak sendromu gibi durumlar.
    • Gastrik Bypass Cerrahisi: Anatomik değişikliklere bağlı emilim yüzeyinin azalması.
  • Artmış Kayıp veya İhtiyaç:
    • Katabolik Durumlar: Sepsis, büyük yanıklar, majör cerrahi veya travma gibi ciddi fizyolojik stres durumlarında, artan metabolik talep ve idrarla atılım nedeniyle çinko ihtiyacı artar.
    • Kronik Hastalıklar: Kronik karaciğer veya böbrek hastalıkları, orak hücreli anemi.
    • Kronik Diyare: Gastrointestinal yolla sürekli kayıp.

Klinik Prezentasyon ve Bulgular

Çinko eksikliğinin klinik tablosu, eksikliğin şiddetine ve süresine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Klasik bulgular şunlardır:

  • Dermatolojik Bulgular: En spesifik bulgular deride görülür. Klasik olarak akrodermatit enteropatika olarak bilinen tablo gelişir. Bu, genellikle periorifisiyal ve akral bölgelerde simetrik olarak yerleşen, ekzematöz, püstüler veya vezikülobüllöz lezyonlarla karakterizedir. Ayrıca diffüz alopesi ve bozulmuş yara iyileşmesi tipiktir.
  • Mukozal Bulgular: Angular stomatit, glossit ve oral ülserler görülebilir.
  • İmmünolojik Disfonksiyon: T-hücre aracılı immünitede bozulma, enfeksiyonlara yatkınlık artışı.
  • Nörolojik ve Duyusal Bulgular: Disguzi, anozmi, letarji, irritabilite.

Yoğun Bakım Ünitesindeki Yeri ve Kanıt Düzeyi

Yoğun bakım popülasyonu, artmış katabolizma ve inflamatuar yanıt nedeniyle çinko eksikliği açısından yüksek risk altındadır. Çinkonun immün fonksiyon ve yara iyileşmesindeki kritik rolü göz önüne alındığında, takviyesinin bu hastalarda faydalı olabileceği hipotezi öne sürülmüştür.

Ancak, bugüne kadar yapılan randomize kontrollü çalışmalar, kritik hastalarda rutin çinko takviyesinin mortalite, enfeksiyon oranları veya hastanede kalış süresi gibi majör klinik sonuçları anlamlı düzeyde değiştirdiğine dair güçlü ve tutarlı kanıtlar sunamamıştır. Bu durumun olası bir nedeni, inflamasyon sırasında plazma çinko düzeylerinin total vücut depolarını doğru yansıtmaması (çinkonun negatif bir akut faz reaktanı olması) ve optimal dozaj rejiminin belirsizliğidir. Bu nedenle, mevcut kılavuzlar rutin takviyeyi önermemekle birlikte, belirgin risk faktörleri ve klinik bulguları olan hastalarda replasman tedavisi bireysel olarak değerlendirilmelidir.

Tanı ve Laboratuvar Değerlendirmesi

  • Plazma Çinko Düzeyi: Tanıda en sık kullanılan biyobelirteçtir. Ancak yorumlanması dikkat gerektirir:
    • Normal Aralık: Serum albümin düzeyinin normal olduğu kabul edildiğinde, 12–20 µmol/L olarak kabul edilir.
    • Limitasyonlar: Çinko, plazmada büyük oranda albümine bağlı olarak taşınır. Hipoproteinemi durumunda plazma çinko düzeyi, gerçek vücut depolarını yansıtmayacak şekilde düşük ölçülebilir. Ayrıca, sistemik inflamasyon sırasında çinko plazmadan karaciğere kaydığı için (negatif akut faz yanıtı), seviyeler yanıltıcı derecede düşük çıkabilir.
  • Klinik Yanıt: Tanı genellikle klinik şüphe, düşük plazma düzeyi ve çinko replasmanına verilen dramatik klinik yanıtın bir kombinasyonu ile konulur.

Tedavi ve Yönetim

  • Günlük Gereksinim: Sağlıklı bir yetişkin için önerilen günlük alım miktarı 2.5–6.4 mg/gün elementer çinkodur.
  • Replasman Tedavisi Dozajı: Klinik eksiklik durumunda, önerilen oral tedavi rejimi 125 mg çinko sülfat monohidrat‘ın günde bir ila üç kez verilmesidir. Bu doz, yaklaşık 45 mg elementer çinkoya tekabül eder.
  • Yan Etkiler ve Uygulama: Oral çinko takviyesinin en yaygın yan etkileri gastrointestinal irritasyona bağlı karın ağrısı ve dispepsidir. Bu semptomları en aza indirmek için preparatın yemeklerle birlikte alınması önerilir. Ciddi malabsorpsiyonu olan veya oral alımı tolere edemeyen hastalarda parenteral çinko replasmanı gerekebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir