Permisif Hiperkapni (Kontrollü Solunumsal Asidoz)

Permisif hiperkapni, ventilatör ilişkili akciğer hasarını minimize etmek amacıyla uygulanan Akciğer Koruyucu Ventilasyon (AKV) stratejilerinin doğrudan ve kabul edilen bir sonucudur.

Temel konsept, normokapniyi (normal PaCO2) sürdürmek için yüksek tidal volüm (VT) veya yüksek tepe basınçları kullanmak yerine, overdistansiyonu önleyen düşük VT (örn. 4-8 mL/kg) ve düşük plato basınçlarını (Pplat < 30 cm H₂O) hedeflerken, bunun sonucunda gelişen hiperkapni ve respiratuar asidozu tolere etmektir.

Kısacası, “akciğeri korumak” için “kan gazını feda etme” stratejisidir.

Temel Patofizyolojik Gerekçe

  1. VILI’nin Önlenmesi (Volutravma/Barotravma): Yüksek VT, alveoler aşırı gerilime (volutravma) ve yüksek hava yolu basınçlarına (barotravma) yol açar. AKV’nin (ve dolayısıyla permisif hiperkapninin) birincil amacı, VT‘yi ve PDRIVE‘ı düşürerek bu mekanik hasarı önlemektir.
  2. Hiperkapninin Potansiyel Koruyucu Etkileri: Gelişen hiperkapnik asidozun, inflamatuar yanıtı modüle edebileceğine, NF-kappa B aktivasyonunu inhibe edebileceğine ve VILI’ye bağlı inflamasyonu azaltabileceğine dair preklinik kanıtlar mevcuttur.

Klinik Uygulama ve Hedefler

Permisif hiperkapni bir “tedavi modu” değil, LPV’nin bir sonucudur.

  • Ana Endikasyonlar:
    • ARDS (Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu): AKV’nin standart bir bileşenidir. VT‘nin 6 mL/kg hedefine çekilmesiyle PaCO2 artışı beklenir.
    • Status Astmatikus / Ciddi KOAH Alevlenmesi: Temel sorun dinamik hiperinflasyon (Auto-PEEP) ve yüksek hava yolu direncidir. VT‘yi ve özellikle solunum frekansını (f) düşürerek ekspiryum süresini (TE) uzatmak (hava hapsini çözmek) esastır. Bu manevralar kaçınılmaz olarak PaCO2‘yi yükseltir.
  • Hedef Parametreler:
    • pH Hedefi: PaCO2 için spesifik bir üst sınır genellikle yoktur (80-100 mmHg veya üzeri tolere edilebilir). Birincil hedef pH‘dır. Çoğu protokol, pH’nın > 7.20 – 7.25 aralığında tutulmasını hedefler.
    • Tamponlama: pH bu sınırların altına düşerse, PaCO2‘yi düşürmek için ventilatör ayarlarını artırmak yerine, sıklıkla sodyum bikarbonat (NaHCO3) infüzyonu gibi metabolik tamponlama stratejileri tercih edilir.

Fizyolojik Sonuçları ve Kontrendikasyonları

Hiperkapni, basit bir laboratuvar bulgusu değil, sistemik etkileri olan bir durumdur:

1. Kardiyovasküler Etkiler

  • Pozitif: CO2, katekolamin deşarjını artırarak kalp hızı ve kontraktiliteyi artırma eğilimindedir.
  • Negatif: Direkt miyokardiyal depresan etkisi vardır ve pulmoner vazokonstriksiyona (PVR artışı) neden olarak sağ ventrikül yükünü artırır.
  • Net Etki: Hastanın volüm durumu ve kardiyak rezervine bağlıdır, ancak genellikle kardiyak debi (CO) artar.

2. Serebral Etkiler (En Kritik Kontrendikasyon)

  • CO2 güçlü bir serebral vazodilatördür.
  • Bu vazodilatasyon, intrakraniyal basıncı ciddi şekilde artırır.

3. Diğer Etkiler

  • Bohr etkisiyle oksijen-hemoglobin disosiasyon eğrisini sağa kaydırır (dokulara oksijen salınımını kolaylaştırır).
  • Renal kan akımını artırabilir.

Mutlak ve Rölatif Kontrendikasyonlar

  • Mutlak Kontrendikasyon
    • Akut Serebral Hasar: Kafa travması, intrakraniyal kanama (İKK), serebral ödem veya KİB artışı şüphesi. (Hiperkapni, KİB’i artırarak herniasyona yol açabilir).
  • Rölatif Kontrendikasyonlar (Dikkatli Yönetim Gerektiren Durumlar)
    • Ciddi hemodinamik instabilite (miyokardiyal depresan etki nedeniyle).
    • Akut sağ ventrikül yetmezliği veya ciddi pulmoner hipertansiyon (hiperkapninin PVR artırıcı etkisi nedeniyle).
    • Ciddi kardiyak aritmiler.
    • Gebelik.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir